Balıkesir Ayvalık’ta yaşayan sınıf öğretmeni Işıl Özelli, 22 yaşında evlendi. Ancak yumurtalıklarında oluşan genetik bir hastalığı vardı. Çocuğu olmayınca çözümü tüp bebek tedavisinde aradı. Evlendikten ancak 17 yıl sonra oğluna kavuştu. Şu anda 11 yaşında olan oğluna hamile kaldıktan sonra geriye 20 embriyosu kalmıştı. Doktoru, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, ‘İleride ikinci kez hamile kalmak isteyebilir’ düşüncesiyle embriyoları sakladı.
38 yaşındayken embriyoları dondurulmuştu. Aradan 12 yıl geçtikten sonra doktorundan kendisini çok şaşırtan bir telefon geldi. Op. Dr. Kamar telefonun öbür ucunda, “20 tane embriyon var, bunları ne yapmayı düşünüyorsun?” diyordu. Şaşkına döndü. Özelli, o anki duygularını şöyle anlatıyor: “Yıllar sonra, ben aslında o embriyolarımın varlığını bile unutmuşken doktorum Aret Bey aradı, hiç aklımda yokken hamile kaldım. Hiç 50 yaşında gibi hissetmiyorum. Aslında biraz da oğlum abi olmayı çok istediği için hamile kaldım. Kendisinin de dondurulmuş embriyo olduğunu biliyor. Sonrasında ‘Şansım vardı ama denemedim’ dememek adına, ‘Denerim, olursa oğluma bir kardeş olur, olmazsa da sağlık olsun, denemiş olayım’ diyerek tedaviye başladım. 61 yaşındaki eşim de dede olacak yaşta baba olacak. Bir oğlumuz daha olacak.
‘ANNE OLMAYI ERTELEMEYİN’
Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, doğumun ilerleyen yaşlara bırakılmaması gerektiğini vurguladı. Kamar, “Işıl Özelli’nin 38 yaşında topladığımız embriyolarıydı bunlar. Işıl hanımınki gerçekten çok orijinal bir durum. Ayrıca bu yaşlarda gebelik, genç zamanlardaki kadar kolay değil. Bir kadın, doğumunu ertelemek istiyorsa embriyo dondurmasında fayda var. Yaş ilerleyince gerçekten sıkıntı yaşanıyor. Genelde kadınlar ‘Düzgün adet görüyorum, sağlıklıyım, istediğim zaman çocuk sahibi olabilirim’ diye düşünüyor. Ama durum öyle değil, 35 yaşından sonra yumurta kalitesi düşüyor. İleri yaşlardaki gebeliklerin sonucunda çocuklar down sendromlu olabiliyor, kromozomlarda problem oluşuyor. Anne olmayı ertelemeyin” dedi.