Tüp bebek tedavisi sonrasında hamile kalan bir anne adayının muayenesi ne zaman yapılmalı?
Transfer yaptıktan sonra 12 gün beklenmelidir. 12 günün sonunda kanda gebelik tespit edilebilir. Çünkü rahim içine konulan embriyo r minik bir taslaktır ve onun sağ kalıp kalmadığını beklemek gerekir. Kadının gebe kaldığını öğrendiğimizde 10 ya da 15 gün sonra ultrason muayenesi sağlanır. İlk muayenede hastaya koyu çeperli sadece bir kese gösterilebilir. Genelde hastalar bu dönemde gebeliğinin ne kadar olduğunu merak ederler ve genelde onların rahmine embriyo konulduğu anda hamile kaldığını bebeğinin 15 günlük bir bebek olduğunu zannederler. Doğum zamanının belirlenmesi açısından bir anne adayının son adet halinin bilinmesi gerekir. Buna göre planlama yapılabilir.
TÜP BEBEK İLAÇLARININ KULLANIMI NE ZAMAN BIRAKILIYOR?
Kadının gebe kalmasının ardından ilaçlara devam eder mi yoksa kesilir mi?
hastaları normalde gebe kaldıklarını öğrendikten sonra mümkünse ilk 10 haftada takip etmek isteriz. Temel sebebi bazı ilaçların bırakılma zamanının tüp bebeği yapan hekimin ayarlamasının daha uygun olmasıdır. Çünkü burada bir standart zamanlama yok. Bazen hastalarda gebelik oluşuyor ama gebeliğin oluşumundan sonra bir takım komplikasyonlar oluşabiliyor. Kanaması olabiliyor ve hastanın bu durumda ilaç süresinin uzatılması gerekiyor. Kısacası bu her hastada standart bir şekilde gitmeyebiliyor. Diyelim ki hasta daha önce gebe kaldı; fakat gebeliklerinden birkaç tanesini kaybetti. Bu durumda hastanın kullanacağı ilaçların en azından bir kısmının bir süre daha kullanılması gerekir. Dolayısıyla rutin standart bir uygulama hastaya yapılamaz. Ama kabaca eğer taze transfer yapıyorsak, yani o ay tüp bebek yapılmışsa ve hemen ardından embriyo rahim içerisine konuluyorsa bu hastalarda ilaç kullanım süresi genellikle 8 hafta civarında sonlandırılır. Kanama gibi herhangi bir şikayeti olmazsa. Eğer donmuş embriyo transferi yapılıyorsa; ayni embriyolar saklanıyorsa ve 1-2 ay sonra o dondurulan embriyolar çözülüp konuluyorsa, burada rahim ortama daha iyi adaptasyon sağlayamadığı için süre biraz daha uzatılır. 10 ya da 12 haftaya kadar en azından bir kısmı verilir. Bu sürenin sonunda her şey yolunda gidiyorsa o zaman hastaya bundan sonra bu ilaçlarını bıraktırıyoruz. Sonra başka ilaçlar da olabiliyor. Bunların hepsi hekimi tarafından takip ediliyor.
Tüp bebek tedavisi için kullandığınız ilaçların anne karnındaki bebeğe zarar verme riski var mıdır?
Hem anneye hem de bebeğe zararı olup, olmadığı konusu çok merak ediliyor. Tüp bebek dünyada çok uzun zamandır yapılan bir yöntemdir ve bu yöntemi defalarca deneyen anne adayları var. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, annenin vücudu üzerinde özellikle bu hormonlar alındığında meme ya da rahminde bir takım kanserlerin gelişme riski taranmasına rağmen herhangi bir artış söz konusu olmadığı görülmüştür. Kısacası anne adayında herhangi bir hastalık artışı söz konusu değildir.
Bebeklerle ilgili de pek çok araştırma yapılmış; çünkü haklı olarak bir sürü ilaç kullanılınca gözleri korkuyor. Kullanılan bu ilaçlar, vücudun kendisinin üretemediği şeylerdir. Tüp bebek aslında hazır olamayan rahim içerisine dışarıdan verilen bir takım destek ilaçlarıyla yapay ortamın yaratılmasını sağlar. Bu yüzden hiçbir anomaliyi bebekler üzerinde artırmaz.
TÜP BEBEK SONRASI TEST VE KONTROLLER
Gebelik sırasında istenen testler, kontroller normal yollaya da tüp bebek tedavisi ile hamile kalan bir kadına göre değişir mi?
Hastaların bazen şöyle yanılgıları oluyor. “Tüp bebek yapıldı, dolayısıyla sakat olmayan bebek seçildi”. Bu keşke mümkün olabilse. Evet annenin rahmine bebeği koymadan önce mikroskop altında o taslağı görüyoruz; ama böyle baktığımız zaman “bir sakatlık var mı, yok mu” normal şartlar altında göremiyoruz. Dolayısıyla da aslında normal gebe kalan kadın ile tüp bebek yöntemiyle gebe kalan kadın arasında o anlamda bir fark yoktur. Özel durumlar olursa örneğin; anne ya da baba adayında herhangi bir genetik geçişli hastalık, problem varsa ve bu genetik problemin çocuğa geçeişinden şüphe ediliyorsa, bu durumda embriyo yani bebek taslağı rahme konulmadan önce küçük bir biyopsi ile genetik incelemeye tabi tutulur. Örnek sayesinde bu bebek sağlıklı mı, değil mi genetik anlamda öğrenebiliyoruz. Ama standart bir tüp bebekte bunu yapamıyoruz. Dolayısıyla hastaları, “Tüp bebekle oluşan gebeliğin normal yolla oluşan gebelikten herhangi bir farkı yoktur. Bunun için normal yolla oluşan gebelikte bebeğin başına gelebilecek hastalık riski ne kadarsa sizinki de o kadardır.” diye uyarıyoruz. Zamanı geldiğinde hekimlerin yönlendirmesiyle bir takım tarama testleri yapılır. Bunları takip etmeleri önemlidir.
GEBELİKTE İSTENEN TARAMA TESTLERİ
Her anne adayından istenen tarama testleri nelerdir?
Tüp bebekte aslında hastalar bir açıdan şanslılar; çünkü tüp bebek işlemini yapmadan önce bir takım testler zaten yapılır. Mesela tiroit en önemlilerinden bir tanesidir. Tiroit problemi olan anne adayının kendi kendine gebe kalması zordur. Diyelim ki tüp bebek yöntemiyle gebe kaldı ve bunu saptayamadık, bebeğin direkt zeka gelişimini etkilediği için bu hastalar normal kişilerden daha şanslılar. Çünkü böyle olduğunu bildiğimizde bunları hemen bir takım destek ilaçları ile düzeltiyoruz. Kan sayımını mutlaka yapıyoruz, şekerini istiyoruz. Bunlar en başta istenen rutin testler. Bunlarda herhangi bir problem varsa bunların düzenlenmesi gerekir. 11 ve 14’üncü hafta arasında da özellikle ikili tarama testi diye bilinen bir test var. Anne karnından alınan bir örnekte iki hormona bakıldığı için ikili test olarak adlandırılır. Bu testin en büyük özelliği bebekte bir Down sendromu konusunda bilgi vermesidir. Bu bebeklerde, 21’inci kromozomunun 2 değil de 3 tane olma olasılığı vardır. Çünkü genetik olarak problemli olan bebeklerin önemli bir kısmında en çok buna rastlanır ve dolayısıyla da sıklıkla en çok buna bakılır. Bu haftada yine yapılan ayrıntılı bir ultrasonografiyle bebeğin burun kemiğine bakılır ve vücudundaki bir takım ölçümler yapılır. Arkasından anne adayı bir kan verir. Bu kan sonucuna göre bebekte bir risk var mı, yok mu belirlenir. Bu tarama testiyle kesin sonuç değil bir olasılıktan bahsedilir. Ya bebeğin Down sendromu olma ihtimali az ya da yüksek denilebilir. Az demek bebeğin kesin normal doğacağı, yüksek demek de bebeğiniz kesin Down sendromlu doğacağı anlamına gelmez.
GEBELİK SIRASINDA ŞEKER YÜKLEME TESTİ
Gebelik sırasında yapılan şeker yükleme testinin anne adayına ve bebeğe bir risk yaratır mı? Şeker yükleme testini ne tür durumlarda hangi kadınlara ve ne amaçla önerilir?
Anne adayları gebe kaldığında hemen kan şekerini zaten görmek isteriz. Fakat 24 ve 28’inci hafta aralığına geldiği zaman gebeliğe bağlı olarak gelişen bir şeker tür vardır. Bu dönemde taramak zorundayız. Kabaca 6 buçuk aylık olduğu dönem diyebiliriz. Bu dönemde anne adaylarının şeker durumunda bir sorun var mı, yok mu bir tarama testi ile belirlenebilir. Anne adayına 50 gram şeker içirilir ve 1 saat sonrada kan şekerine bakılır. Bu değerin belli bir oranın altında olması istenir. Son zamanlarda biraz bununla ilgili “içildiği zaman zarar veriyor, bebek kaybına sebep olabiliyor” şeklinde laflar söyleniyor. Bu test Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği ve uzun yıllardır yapılan bir testtir. Güvenliği defalarca ispat edilmiştir. Dolayısıyla anne adayları gönül rahatlığıyla yaptırabilirler.
Anne adayının sık ultrason çektirmesi bebeğe zarar verir mi?
Muayene süresi çok uzun tutulmadığı sürece hiçbir şekilde hiçbir zararı yok. Zaten ultrason tamamen ses dalgası ile çalışır. Dolayısıyla herhangi bir şekilde bir zarar vermez. Hekimler, zaten bunun ne kadar sıklıkta yapıldığını bilir ve ona göre ayarlar. Bunun için de bir problem olmaz.
Gebelikte vajinal muayene yapılması düşüğe neden olabilir mi?
Tüp bebek yaptıktan sonra hastalarımızı sıklıkla bu şekilde muayene ederiz; çünkü başka şekilde görme şansımız yok. Bu muayene, anne adayına bir zarar vermez. Düşük olacaksa zaten olacaktır. Çünkü muayenede aslında başka bir yere; yani bebek rahim içindedir ve hekim vajinaya bir ultrasonografi cihazı, probu yerleştirerek bakar. Esasında başka bir yere bakılır ve hiçbir bağlantısı yoktur.
Tüp bebekte doğum şekli nasıl olmalıdır?
Burada biraz esnek davranabiliyor hekim arkadaşlarımız şöyle ki; şimdi her bebek kıymetli anne baba adayı için kesinlikle. Ama şimdi tüp bebek biliyorsunuz çok özlenen istenen ama bir şekilde olmamış normal yollarla olan bir bebek nihayetinde. Hatta bazı hastalar buna ulaşabilmek için defalarca deniyorlar. Hani maddi kayıp belki bir şekilde yerine gelir ama çok ciddi manevi kayıplarda oluyor hasta için. Çünkü bir hastaya olumsuz neticeyi vermek bir hekim için oldukça stresli bir durum.