İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Kadın-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, genetik uygulamalı tüp bebek yönteminin hangi çiftlere ne amaçla önerildiği ve ne tür avantajlar getirdiği konusunda merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.
TEKRARLAYAN DÜŞÜKLER İÇİN ÖNEMLİ
. Genetik uygulamalı tüp bebek yöntemi nedir? Klasik tüp bebek yönteminden nasıl bir farkı vardır?
“Tüp bebek yöntemi sadece çocuk sahibi olmak için uygulanmaz. Aynı zamanda tekrarlayan düşüğü olanlarda, daha önce sağlıksız bebek doğurmuş olanlarda ve anne ya da baba tarafından taşınan bir hastalığı olanlarda da sağlıklı bir çocuk elde edilebilmek için yapılır. Örneğin ailesel Akdeniz anemisi ile doğan çocuklar, doğduklarından itibaren kan nakilleri, dalağın ameliyatla alınması gibi birçok yönteme tabi tutulurlar. Türkiye’nin özellikle Güney Bölgesi’nde çok yaygın olan bir hastalıktır. Bu bölgede oturan anne ya da babanın taşıyıcı olduğu durumlarda hasta çocuk doğurma ihtimali yüzde 25’dir. Hiçbir şey yapılmazsa 4 çocuktan biri hasta olacak demektir. Aile, hem sağlıklı olan hem de ilk doğan o sağlıksız bebeğe kan değişimi ve kemik iliği nakli için bir çocuk daha doğurabilir. Bir başka örnek, kadınlardaki BRCA adlı genin ileride meme kanseri olma riskini arttırmasıdır. Doğacak çocuk ileride meme kanseri olmasın diye BRCA geninin çocuğa geçişi tüp bebek yöntemi ile önlenebilir. Onun için herhangi bir hastalığın taşıyıcılığında, mutlaka hangi genlere bağlı olarak o hastalığı taşıdıkları genetikçiler tarafından incelenir ve bu genlerin bebeğe geçişi engellenebilir. Çünkü sağlıklı bir bebek doğurmak her şeyden önemlidir. Dolayısıyla tüp bebek hem genetik hastalıkların geçişini önleyen hem de tedavi amacıyla kullanılan bir tedavi şeklidir. İleriki dönemlerde, ailelerinde kanser, kalp hastalığı ya da şeker hastalığı çok fazla olanların bile çocuklarında bu hastalıkların olmamasını sağlamak için tüp bebek yapılabilecektir.’’
NASIL UYGULANIYOR?
. Preimplantasyon genetik tanı (genetik uygulamalı tüp bebek yöntemi) nasıl uygulanır? “Kendilerinde olan hastalığın adını bilerek gelen ve genetik incelemesi yapılmış olan kişilerde, o hastalığın bebeğe geçişini engellemek için normal tüp bebek işlemi yapılır. Embriyolar laboratuvarlarda oluşturulur, yumurtayla sperm birleşir, embriyolar takip edilir ve anneye nakletme aşaması geldiğinde, taşınan hastalığa göre, embriyoların 3. gün ya da 5. gün biyopsileri yapılır. Embriyodan bir hücre ya da birkaç hücre alınır; hücrelerin anneden ya da babadan taşınan hastalığı ya da genetik problemleri, kromozomal problemleri varsa onu taşıyıp taşımadığı kontrol edilir. Embriyoda şuanda tamirat mümkün değildir. Hastalığı taşımayan embriyo bulunduktan sonra rahme nakledilir. Aile hamile kaldığında o hastalığı taşımayan daha sağlıklı bir bebek doğurmuş olur. Böylece ileriki nesillere bu hastalığın devam etmesi bir şekilde engellenmiş olur. Ülkemiz için bu çok önemlidir. Çünkü bir Akdeniz ülkesi olarak bu tip hastalıklar fazladır. Aynı zamanda akraba evliliklerinin de olduğu bir ülkeyiz. Akraba evliliklerinde özellikle aile içerisinde taşınan hastalıklar, hasta çocukların ortaya çıkmasına neden olur. Çoğunlukla genlerin durumu bilinmez ve çocuk doğduktan kısa bir süre sonra kaybedilir. Oysa bir test yapılarak o çocuğun hangi genetik problemden dolayı kaybedildiği öğrenilirse ileride tekrarı önlenmiş olur. Böyle durumlarda genetikçilerin paket olarak yaptığı hastalık taramaları vardır. Kadın veya erkeğe o test uygulanarak 3-4 bin tane hastalığın o anne adayında olup olmadığı taranır. Eğer bir hastalık çıkarsa erkek de taranır. Erkekte de aynı problem çıkarsa bir sonraki denemede kendi kendilerine hamile kalmamaları söylenir. Biz bebeği rahmin içine koymadan evvel o hastalığı taşıyıp taşımadığına bakmış oluruz.
KROMOZOMAL PROBLEMLER VARSA…
Hastalıkların dışında bir de kromozomal problemi olanlar vardır. Kromozomlarımız 46 tane, dişininki 46 + XX, erkeğin 46+XY. Ama her zaman böyle doğmayabiliyoruz. Kromozomların bir yerden kopup bir yere yapıştığı durumlar vardır. Kromozomların içerisinde kırıklar olabilir. Bunlar çocuk sahibi olduklarında düzgün olmayan kromozom yapıları bebeğe iletildiğinde tekrarlayan düşüklerle karşımıza gelirler. Çünkü bebek sağlıksız olduğu zaman vücut onu kabul etmeyip bir şekilde atar. İlk aylarda gebelik kayıpları olur. İşte onlarda da rahmin içerisine bebeği koymadan önce kromozom yapısının, sayısının normal olup olmadığını kontrol eder ve sağlıklı bebeği koyduğumuz için rahmin içerisine tekrarlayan düşüklere olanlarda da bir şekilde çözüm bulmuş oluruz.’’
BEBEK KAYBI NEDEN OLUR?
. Tekrarlayan düşüğü olan kadınlarda preimplantasyon genetik tanı sayesinde gebelikte başarı şansı ne ölçüde artıyor?
“Bebek kaybının 2 sebep vardır. Rahimi toprak olarak kabul edersek; bir tohum bir toprakta büyümemiş demektir. O zaman ya toprakta yani bebeğin beslenmesini sağlayan rahimde bir sıkıntı vardır, bebeği besleyememiştir; ya da tohumun kendisinde problem vardır. Sebebin hangisi olduğu iyice irdelenmelidir. Gebelik kaybında her zaman önerimiz, 6-7-8 haftalık bir bebeğin rahimde büyümediği durumlarda mutlaka ileriki dönemler için alınıp patolojik olarak değil genetik olarak incelenmesi gerektiğidir. Eğer genetiğe yollanır ve bebeğin kromozomal problemi olduğu belirlenirse düşüğün rahimle ilgili olmadığı anlaşılır. Ama kromozomal problemi yoksa sağlıklı olduğu halde büyümediyse bebeğin rahimde büyümesini engelleyen problemi bulmak gerekir. Bozuk olan tüpler, rahimin içini etkileyen büyük miyomlar ya da büyük polipler bir şekilde bebeğin büyümesini engelleyebilirler. Rahim şekil bozuklukları da düşüklere neden olabilir. Dolayısıyla sebep ne olursa olsun rahimde problem varsa rahim tamir edilir; bebekte problem bulunduysa o zaman bebeğe rahmin içerisine koymadan önce sağlıklı olup olmadığına bakılır ve bu şekilde düşüklerin oluşması engellenmiş olur.’’
ÇOK SEÇİLMİŞ VAKALARDA BAŞARI SAĞLANIYOR
. İleri yaştaki kadınların gebeliklerinin de sağlıklı bir bebekle sonuçlanması için genetik tarama yapılır mı?
“Bu çok tartışılan bir konudur. Çünkü genetik testin zararları da vardır. Genetik test yapılacaksa, bebeği 3. günden 5. güne kadar bekletip 5. gün de biyopsisini almak gerekir. Ama 3. günden 5. güne kadar beklerken, rahme koyduğumuzda gebelik getirebilecek bir sürü bebeği de sadece 3. günden 5. güne laboratuvarda gelmediği için kaybedebiliyoruz. Artı genetik testler embriyoların bir ya da birkaç hücresini alarak yapılır; bütün embriyoyu yansıtmayabilir. Üçüncüsü; bir çalışma yapılmış, 3. günde biyopsi alınmış embriyodan. 5. günde aynı embriyodan bir biyopsi daha alınmış, 3. günde sağlıksız bu embriyo dediğimiz embriyoların bir kısmının 5. günde sağlam olduğu görülmüş ve bu oran yüzde 25 gibi. Yani 4 embriyodan 1’i 3. günden 5. güne geçerken kendini düzeltebiliyor. Biz şimdi 5. günde de biyopsi yapsak 7. günde kendini düzeltmeyeceğini nereden bileceğiz. Dolayısıyla çok seçilmiş vakalarda faydası olabilir. Ama genellikle yaşı ilerlemiş bile olsa rahmin içerisine oluşan bebekleri koyup gebe kaldıktan sonra bebek sağlıklı mı diye bakmayı tercih ediyoruz. 12-13 haftalık olunca bugünkü teknolojide bebeğin sağlıklı olup olmadığını net olarak görebiliyoruz.’’
TÜRKİYE TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE ÇOK BAŞARILI
. Türkiye’ye en çok tüp bebek tedavisi için hangi ülkelerden hastalar geliyor? Türkiye’nin tüp bebek tedavisinde tercih edilme nedenleri arasında hangi faktörler var?
“Türkiye tüp bebek tedavisinde gurur verici derecede başarılı ve teknolojik olarak dünyanın hiçbir yerinden eksik kalmamış bir ülke. Bir kere biz yapı olarak hem çocuğu hem de üremeyi seviyoruz. Dolayısıyla bütün Türki Cumhuriyetlerden; Irak, Suriye, İran gibi Ortadoğu ülkelerinden, Suudi Arabistan’dan, hatta Kuzey Afrika ülkelerinden Türkiye’yi ciddi bir tercih ediş var. Avrupa’dan ise en çok Almanya’dan ve daha çok Türklerin yaşadığı Avusturya, Hollanda, Belçika ve Kosova gibi ülkelerden gelen oluyor.’’